Beden Kılıfları Nedir ?
Beden Kılıfları (Koşalar) Ne demektir?
İşte burada şu soru gelmektedir akla: “Ben kimim?” Bu yaradılıştan beri bütün insanlığın sorduğu ve anlamaya, bulmaya çalıştığı sorudur. İşte yogaya göre biz beş bedenden / kılıftan (Pançha Koşa’dan) oluşmaktayız. Bunlar:
1) Annamaya Koşa: Bedensel kılıfımızdır. Yapılan fiziksel duruş çalışmaları ve asanalar bu beden boyutu içindedir.
2) Pranayama Koşa: Pranik kılıftır. Pranayama çalışmaları, bu beden üzerinde hakimiyet kurmak içindir.
3) Manomaya Koşa: Akılsal kılıftır. Bu beden için önce akıl tek noktaya odaklı hale getirilmeli, daha sonra da bu durumda kalmayı öğrenmelidir. Tüm düşüncelerimiz bu bedende şekillenir.
4) Vijnanamaya Koşa: Buddhi yani zihinsel kılıftır. Ayırt etme (viveka) gücü burada önemlidir. Bunun için soyut düşünce yetisinin geliştirilmesi, mantık yürütülmesi, meditasyon ve ruhsal okuma gereklidir.
5) Anandamaya Koşa:Nedensel beden de denmektedir. Uyku uyumadan, derin uyku durumudur. Kişinin tüm geçmiş yaşamları ve izlenimleri (Samskara’lar) ve gerçekleşmemiş izlenimler (Vasana’lar) bu bedende bulunur. Kişi bu bedeni çözdüğü an artık kişiyi bağlayıcı hiçbir şey kalmamakta ve kişi kendi özsel varlığını, yani tüm bedenlerin ötesinde ÖZBEN olduğunu anlamaktadır.
Sonuç olarak ÖZBEN olduğumuzu anladığımızda, çokluk içindeki birliğe ulaşacağız. Böylece kişi varlıklar içindeki aynı öz’ü görmeye başladığında, çeşitlilik görüntüsü de tamamen çözülecek ve tüm varlıklar aslında Öz’lerinde oldukları ilksel durumu deneyimleyeceklerdir.
Bu nedenle Öz’ü her yerde gören kişi için artık kötülük, iyilik, sıcak, soğuk, mekan kavramı, ağırlık, hafiflik gibi zıt kutupların anlamı kalmayacaktır. Özben bilgisine sahip olan da dünyada tekrar bedenlenmesine gerek kalmayan, böylece doğum-ölüm çarkı Samskara’lardan kurtulmuş kişi olacaktır.
Böylece kişiler bu doğum-ölüm çarkından kurtularak, dönüşü olan yere gitmeyeceklerdir. Yani artık doğmayacaklar, doğmadıkları için ölmeyecekler ve böylece ölümsüzlüğe ulaşmış olacaklardır. Böylece beş bedenden de özgürleşip, bir olacaklardır.
Ölüm kişinin bedeninin (Pançha Koşa’nın) çözülmesidir. Bir’liği deneyimlemiş kişiler, ölüm anında Prana’yı bedende yükselterek Brahmarandra’dan (omuriliğin beyinle birleştiği noktadan) dışarı vermekte ve böylece Bir olana tekrar geri dönebilmektedirler.
Sonuçta yoganın anlamı ve önemi işte bu şekilde ortaya çıkmaktadır. Yogada kullanılan her aşama, en sonunda bizi nihai özgürleşmeye götürmektedir. Yoganın gerçek anlamı ve önemi de bu noktaya ulaşmaktır.
Beden Kılıfları – Panca Koşa – Nv. Raghuram
HOCAMIZ SRI.NV RAGHURAM’ ın kişisel sitesine ulaşmak için;
www.nvraghuram.org/
NV.RAGHURAM’dan makaleler okumak istiyoranız.
http://www.yogamerkezi.com/sohbetler/raghuram_sohbet_index.htm
Daha fazla bilgi için:
Swami Vivekananda Yoga Üniversitesi:
http://www.svyasa.org/
Kişisel web sitesi: www.nvraghuram.org
Makalelerinin yer aldığı site www.nvraghuram.blogspot.com
N.V. Raghuram önderliğinde / rehberliğinde kurulan okullar:
Yoga Bharati – www.nvraghuram.blogspot.com : ABD ve Hindistan’da faaliyet göstermektedir.
Yoga Bharati – http://www.yogabharati.org : ABD ve Hindistan’da faaliyet göstermektedir.
PANCA KOŞA – Varoluşun Beş Kılıfı
NOT:Herkes’in okuması gereken son derce güzel bir anlatımdır.İçinde yaşamdan çok güzel hikayeler var….
Biz kimiz? Bu esaslı soru insanoğlu tarafından her seviyede içgüdüsel olarak araştırılmıştır. Doğduğumuzda, kendimize ve etrafımıza bakarak fiziksel bedenimizi araştırırız. Meraklı insanoğlu araştırmaya yasayan organizmalardan ve fiziksel özelliklerinden başlamıştır. İnsanlığın vücudunu araştırmanın bir adim ötesine giderek, ince tetkiklerle ve özel değerlendirmelerle vücudun parçalarını ve işlevselliklerini araştırmaya başladık. Daha da ilerleyerek insanoğlunun görünemeyen parçalarından akil ve zihni araştırdık. Bu hayat araştırmaları günümüzün modern biliminin gelişi oldu.
Daha da fazla incelemeye başladığımızda, özellikle kendimizi , içerilere bakmaya başladık, duygularımıza ve düşüncelerimize. Bu Upanishad’larda araştırılmıştır, insanoğlunu araştırmak ve anlamak birinin gördüklerinden ziyade hislerini deneyimlemesine dayalıdır. Bu uyarlanan yol dışsal duyumlar olmadan araştırılamayan içe doğru bir yolculuktur ama içe yapılan bu manevi yolculuk saf duyu idrakinden daha derindir. Bu içsel yolculuk Upanishad’larin Sanskrit dilinde “Tapas” olarak belirtilir.
Bu içsel yolculuğa giriş dolaylı olarak öğrenci öğretmenine gidip “Bütün bu yaradılışın asli nedir?” diye sorduğunda araştırılmıştır. Öğretmen bu sorunun aslında evrenin ve yaradılışın nerden geldiği ve neyin içine evrenin kendini çözdüğüdür. Bu soruya cevap verirken, öğretmen öğrenciye döner ve kendi içine dönüp ne olduğunu ve esas doğasının ne olduğunu bulmasını ister.
O anda öğrencinin zihni karmakarışık olur. Öğrencinin öğretmene sorduğu soruyla öğretmenin kendi içine bakmasını söylemesi arasında ne gibi bir iliksi vardır. Yaradılışın esas inşa edilen yapısı nedir. Bunlar tamamen ilişkisiz gözükür. Adi Shankaracharya soruyu ve cevabi iki noktayla ilişkilendirir:
Bire fert ayni zamanda yaradılışın bir parçasıdır ve bu nedenle kendini yaradılıştan izole etmek veya ayirmak gibi bir şansı yoktur. Bu sebeple araştırma yapmak için içe dönmek birinin bilebileceği yaradılışın en derin parçasını araştırmak demektir.
Biri dışarıyı araştırmaya kalkarsa, araştırmayı kolaylaştıran duyuları ayni zamanda limitleri olur. Kimse duyularından daha karmaşık olan bir şeyi bilemez. Bunlar dokunmayla, koklamayla, duymayla, görmeyle limitlidir ve bunların ötesinde değildir. Birinin deneyimi daha derinse, bu korku , cesaret, nefret, aşk vs. içerir ki bunlar duyuların ötesindedir. Bu duyu algılamaları genel olarak hissedilenlerden etkilenir ve nitekim iki kat çarpıtılır.
Bu yüzden Upanishad araştırma alanında tamamen farklı bir manevra yapıyor ve esas varoluşumuzun bilgisini doğuruyor. Öğrenci veya araştırmacı, “Panca Koşa” adi altında bize varoluşun beş katmanını gösteriyor. Bu beş katman bizim içimizde ve insanin genel deneyimlerinde , dışarıda değil. Sadece bilinçliliğin değiştirilmiş yerlerine gidenler için değil, bu herkes için açıkça ortada.Öğrenci bu sorunun cevabini araştırmaya devam ettiğinde, beş kılıf açıkça ortaya çıkar.
Upanishad’lar kısaca bu araştırmanın fikirlerini belirtir, ve bu sebeple yorumcunun görevi araştırmanın her aşamasında açıklamaların bağlantısını kurmaktır. Bir çok yorumcu değişik sekilerde olmasına rağmen kendi açıklamalarını yapmışlardır, ama son durum ve Upanishad’larin anlamı ayni kalmıştır.