Hayatımda derin bir iz bırakan bir süreci paylaşmak istiyorum. Bu hikâyeyi anlatırken doktorlarımın ve eğitmenlerimin isimlerini etik sebeplerle paylaşmıyorum, bu kararıma anlayış göstereceğinizi düşünüyor ve teşekkür ediyorum.
Başlangıç: Spora ve Yogaya Tutkuyla Bağlı Bir Hayat
2002 yılının son dönemlerinde yoğun bir şekilde yoga yapıyordum ve spor hayatımda aktif bir dönem geçiriyordum. At binmek, dağ kayağı, su kayağı gibi birçok zorlu sporu tutkuyla yapıyor ve yarışmalara katılıyordum. Ancak 2003 yılı başlarında kalçamda şiddetli ağrılar hissetmeye başladım. Gençlik yıllarımda, bir binicilik yarışına hazırlanırken attan sert bir zemine düşmüş ve belim üzerine çarpmıştım. O zaman birkaç kortizon iğnesi ve dinlenme ile bu problemi çözmüştük. Ancak bu seferki ağrı, alışık olduğumdan çok daha şiddetliydi.
Yoga yapmaya devam ediyordum, ancak ağrılarım dayanılmaz bir hâle gelmişti. Çekilen MR sonuçları da herhangi bir ciddi bulgu göstermiyordu. Ağrılarımla birlikte şiddetli levator spazmları yaşamaya başladım. Bu durum, koksiks bölgesindeki kaslarla alakalı olduğu için, spazmlar arttıkça bağırsak doktorum bana üç ayda bir anüs çevresine kortizon iğneleri yapıyordu. Ancak bu tedavi de çözüm getirmedi.
Artık hiçbir yerde oturamaz duruma gelmiştim. Yoga derslerime giderken plastik yastığımı yanımda taşıyor, fakat derslere ara vermeyi asla düşünmüyordum. Yoganın, özellikle ters duruşlar ve geriye eğilmeler gibi bazı hareketlerin bel ve boyun fıtığına sebep olabileceği konusunda henüz bir fikrim yoktu.
Ameliyat Süreci ve Hatalı Tedaviler
2004 yılına geldiğimizde çekilen bir MR sonucunda, koksiks bölgemdeki ağrının (aslında belimden kaynaklanıyordu) çözümü olarak bu kemiğin alınması önerildi ve ameliyat olmaya karar verdim. Doktoruma güveniyordum çünkü daha önce yaptığı tedaviler ve profesör unvanı bana güven veriyordu. Ancak ameliyat sonrası ağrılarım geçmediği gibi daha da arttı.
Ağrılarım içinde eğitmenlik yapmaya devam ediyordum. Bu arada İstanbul’da gitmediğim doktor kalmadı. Sonunda bir doktor, rahatsızlığımın belimden kaynaklandığını ve “Faset eklem hastalığı”, “sakroiliak eklem disfonksiyonu” ve “piriformis sendromu” teşhisi koydu. Ne yazık ki ameliyatım hatalıydı ve hastalığımın ilerlemesine neden olmuştu.
Bu sırada kortizon iğneleri almaya devam ediyordum. Ancak kortizon tedavisi böbrek üstü bezlerimi etkiledi ve kortizol seviyem sıfıra indi. Fiziksel olarak tükenmiş, yatağımda bile rahat edemez duruma gelmiştim.
Yoga ve Bilimsel Araştırmalarla Gelen Dönüşüm
Amerikan Hastanesi’nde bir endokrin doktoru ile yapılan tedavi sonucu kortizol seviyem kısa sürede eski haline döndü. Doktorum, bu kadar hızlı bir iyileşmenin yoga sayesinde olduğunu söylediğimde, yoganın hormon sistemlerini nasıl etkilediğini merak etti. Ancak hala yoganın yanlış uygulamalarının benim bu duruma gelmemdeki etkisine tam anlamıyla ikna olmamıştım.
Fizik tedavi konusunu araştırmaya başladım. Amerikan Hastanesi’nin Fizik Tedavi Bölüm Başkanı ile bu konuda birçok tartışma yaptık. Fizik tedavinin sonuç getireceği konusunda ikna olmaya başlamıştım. Üç aylık bir süreç denedim ve bu süreçte, önerilen hareketlerin çoğunun yoga hareketleriyle bağdaştığını fark ettim.
Ancak bu hareketlerin kasları sıkarak ve dikkatli bir şekilde uygulanması gerektiğini öğrendim. Yoga hareketlerini düzenlemeye, bel ve omurga sağlığı için yeniden uyarlamaya başladım. Bu süreçte yurt dışında aldığım yoga ve anatomi eğitimlerimden edindiğim bilgileri derinlemesine kullanarak “Bel ve Omurga Hastalıklarında Terapi Yogası” adını verdiğim bir sistem geliştirdim.
Yeni Bir Sistem: Bel ve Omurga Hastalıkları Terapi Yogası
2004 yılından itibaren geliştirmeye başladığım bu sistem, yıllar içinde daha da olgunlaştı. 2010 yılında Türk Patent Enstitüsü tarafından tescil edildi. Sistem, Hatha Yoga ve Iyengar Yoga prensiplerini harmanlayan, omurga sağlığını esas alan güvenli bir yaklaşımdır.
Uyguladığım bu sistem, sadece benim ağrılarımdan kurtulmamı sağlamadı; aynı zamanda öğrencilerimin bel, boyun ve omurga sorunlarına da çözüm sundu. Düzenli olarak bu sistemi uygulayan öğrencilerim, bir ay gibi kısa bir sürede ciddi iyileşmeler yaşadıklarını paylaştılar.
Hamileler ve Daha Fazlası İçin Terapi
Bu sistemi zamanla hamile öğrencilerim için de uyarladım. Hamilelik sürecinde yaşanan siyatik ağrıları ve bel ağrıları için özel hareketler ekledim. Hamileliklerinin ilerleyen dönemlerinde ağrısız bir şekilde derslere devam etmelerini sağladım.
Sonuç: Sağlıklı Bir Yaşam
Bugün, bu sistemi uyguladıktan on yıl sonra, belimde hiçbir sorun kalmadı. Ağrılarım tamamen geçti, günlük yaşamımı ağrısız bir şekilde sürdürebiliyorum. Öğrencilerimle bu sistemi güvenle uyguluyor ve omurga sağlığını destekleyen bir yaşam biçimi sunuyorum.
Bu yolculuk, bana hem yoga pratiğinin derinliklerini hem de insan bedeninin iyileşme kapasitesini öğretti. Terapi Yogası sistemimle daha fazla insana dokunmayı ve onların yaşam kalitesini artırmayı hedefliyorum.
Sevgi ve sağlıkla,
Banu Değer
(Yoga Pilates, Yogilates, Omurga Terapisti)